Dolar 40,1991
Euro 47,0707
Altın 4.336,54
BİST 10.358,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 31°C
Açık
İstanbul
31°C
Açık
Pts 32°C
Sal 32°C
Çar 33°C
Per 34°C
Reklam

İran-İsrail savaşı ülkemizde konut piyasasını nasıl etkiler?

İran ile İsrail arasında yaşanan gerilim, bölgesel bir göç hareketini tetikleme potansiyeli taşıyor. Türkiye’nin bu süreçte hem geçiş hem de hedef ülke olabileceğini belirten emlak sektörü temsilcisi Şerif Nadi Varlı, göçün özellikle büyükşehirlerde ve sınır kentlerinde konut talebini artırabileceğini vurguladı.

İran-İsrail savaşı ülkemizde konut piyasasını nasıl etkiler?
25 Haziran 2025 15:05

İran-İsrail gerilimi yeni bir göç dalgasını tetikleyebileceğini öne süren emlak sektörü temsilcisi Şerif Nadi Varlı, “İranlı yatırımcılar Türkiye pazarında zaten çok aktif. Krizler arttıkça, Türkiye onlar için daha da güvenli bir liman haline geliyor. Bu ilgi bireysel konutla sınırlı kalmaz, ticari gayrimenkul yatırımlarında da artış görebiliriz. Aynı zamanda Körfez ülkeleri ve İsrail vatandaşları için de Türkiye alternatif bir yatırım rotası olabilir” dedi.

Son durumun özellikle büyükşehirlerde ve sınır kentlerinde konut talebini artırabileceğine vurgu yapan Varlı, “Bölgedeki her çatışma sadece geçici bir güvenlik meselesi değil; uzun vadeli sosyal ve ekonomik etkiler doğuruyor” diyerek yetkilileri uyardı.

Türkiye Yine Geçiş ve Hedef Ülke Olabilir

Jeopolitik çalkantıların tarih boyunca Türkiye’yi göç hareketlerinin merkezine yerleştirdiğini hatırlatan Şerif Nadi Varlı, “Türkiye coğrafi konumu nedeniyle hem geçiş hem de kalıcı hedef ülke olarak değerlendiriliyor. İran’dan veya çevre ülkelerden yeni bir göç dalgası gelirse, Türkiye’nin transit ülke rolü yine öne çıkar. Ancak İranlı göçmenlerin bir kısmı Türkiye’yi kalıcı bir yaşam ve yatırım merkezi olarak da görüyor” açıklamasında bulundu.

Konut Talebi Sınır ve Turistik Şehirlere Yönelebilir

Olası göç hareketlerinin etkisinin konut piyasasında da kısa sürede hissedileceğini belirten Varlı, İstanbul, Antalya ve Van gibi şehirlerde özellikle kiralık konut talebinin artmasının kaçınılmaz olduğunu ifade etti. “Suriye krizi ve İran yaptırımları döneminde benzer gelişmeleri gördük. Göçler önce kiralık piyasayı etkiler, ardından satışlara da yansır. Bu da kira ve fiyat seviyelerinde yukarı yönlü bir baskı yaratabilir” dedi.

Yatırımcılar İçin Güvenli Liman: Türkiye

Savaş ve kriz dönemlerinde yatırımcı davranışlarının da değiştiğini kaydeden Vartur Emlak CEO’su, “İranlı yatırımcılar Türkiye pazarında zaten çok aktif. Krizler arttıkça, Türkiye onlar için daha da güvenli bir liman haline geliyor. Bu ilgi bireysel konutla sınırlı kalmaz, ticari gayrimenkul yatırımlarında da artış görebiliriz. Aynı zamanda Körfez ülkeleri ve İsrail vatandaşları için de Türkiye alternatif bir yatırım rotası olabilir” diye konuştu.

Yüksek Fiyatlara Yeni Bir Baskı Dalgası

Halihazırda yüksek seyreden konut ve kira fiyatlarının, dış kaynaklı talep artışıyla daha da yükselme potansiyeli taşıdığını belirten Varlı, “Merkezi lokasyonlarda ve yabancıların yoğun ilgi gösterdiği bölgelerde fiyatlar çok daha hızlı yükselebilir. Ancak iç talepte yavaşlama, kredi erişimi zorluğu ve alım gücündeki gerileme bu artışı dengeler. Yabancı talep piyasayı domine edemez ama belirli bölgelerde fiyat hareketliliği yaratır” dedi.

Planlama Şart: Sosyal Uyum ve Altyapı Vurgusu

Varlı, açıklamasını şu önemli uyarıyla tamamladı: “Türkiye, 10 yılı aşkın süredir devam eden Suriye krizinden ciddi sosyal, ekonomik ve demografik etkiler yaşadı. Bu bize gösterdi ki, bölgesel çatışmalar sadece kısa vadeli değil, uzun vadeli altyapı, konut ve sosyal uyum sorunlarını da beraberinde getiriyor. Bu nedenle yeni bir göç dalgası başlamadan merkezi yönetim ve yerel otoritelerin konut arzını artırmaya, kira piyasasını dengelemeye ve yatırımcı dengesini korumaya yönelik planlamaları yapması kritik önemde.”