Dolar 42,7354
Euro 50,1810
Altın 5.940,48
BİST 11.324,84
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 13°C
Az Bulutlu
İstanbul
13°C
Az Bulutlu
Cum 13°C
Cts 14°C
Paz 14°C
Pts 13°C
Reklam

Deprem korkusu kronikleşirse uzman desteği şart!

Uzmanlar, deprem korkusunun belli bir düzeye kadar normal olduğunu ancak kronikleştiğinde yaşam kalitesini düşürdüğünü vurguluyor. “Afet çantası hazırlamak kadar, psikolojik dayanıklılık da afet hazırlığının parçasıdır” mesajı öne çıkıyor.

Deprem korkusu kronikleşirse uzman desteği şart!
10 Kasım 2025 15:36

İSTANBUL (İGFA) – Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yaşayan milyonlarca insan, her sarsıntı sonrası artan kaygıyla baş etmeye çalışıyor.

Uzmanlar, deprem korkusunun ‘normal’ sınırları aştığında, günlük yaşamı ve bedensel sağlığı etkileyen bir kaygı bozukluğuna dönüşebileceğine dikkat çekiyor. Deprem korkusunu yönetmenin mümkün olduğunu vurgulayan uzmanlar, “Sürekli tetikte yaşamak, gerçek bir yaşam biçimi değildir. İnsan zihni bu gerilime uzun süre dayanamaz” diyor.

DEPREM KORKUSU YAŞAM KALİTESİNİ DÜŞÜRÜYORSA BİR UZMANA GİTMEK AFET ÇANTASI HAZIRLAMAK KADAR ZARURİDİR

Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Önder Kavakçı, depremin insanların en güvenli kabul ettikleri ev ve toprak algısını sarstığını belirterek, “Deprem sonrası bir iki gün süren tedirginlik normaldir. Ancak yoğun kaygı, sürekli korku hali ve bedensel belirtiler haftalarca devam ediyorsa profesyonel destek almak gerekir” dedi.

Kavakçı, bu durumda görülebilecek belirtileri şöyle sıralıyor:

Sürekli tetikte olma, irkilme veya sarsıntı hissi

Çarpıntı, nefes darlığı, baş dönmesi

Uyku bozuklukları, kabuslar

Tahammülsüzlük, huzursuzluk, sinirlilik

Hissizlik, duygusal donukluk veya boşluk hissi

ÇOCUKLAR NASIL ETKİLENİYOR?

Depremlerin çocukları da derinden etkilediğini belirten Kavakçı, “Çocuklar tehlikeyi değerlendirmek için büyüklerine bakarlar. Ebeveynler sakin kalırsa çocuklar da olayı daha kolay atlatır.” ifdelerine yer verdi.

Medyada deprem, fırtına veya felaket görüntülerine maruz kalmanın da çocukların zihinlerinde derin izler bırakabileceğine dikkat çeken Kavakçı, ebeveynlere şu önerilerde bulunuyor:

Çocuklara yaşına uygun, doğru bilgiler verin.

Korkularını küçümsemeyin, “bir şey olmaz” demeyin.

Yanında olduğunuzu hissettirin, mümkünse yalnız bırakmayın.

Televizyon veya sosyal medyadaki yıkıcı görüntülere sınırlama getirin.

GEREKLİ TEDAVİNİN ZAMANINDA YAPILMAMASI, SORUNLARIN KRONİKLEŞMESİNE NEDEN OLABİLİR

Moodist Hastanesi Klinik Psikologu Mader Bengisu Bilgen ise güvenli alanın tahrip olmasının temel güven duygusunu sarstığını belirterek, “Deprem sonrası aşırı irkilme, panikleme ve sürekli tehlike algısı psikolojik sorunların başladığını gösterir” dedi.

Bilgen, gerekli tedavinin zamanında yapılmaması halinde uyku bozuklukları, depresyon, anksiyete, yeme bozuklukları ve bağımlılık gibi kalıcı sorunların gelişebileceğini uyardı.

Bilgen, travma sonrası iyileşmenin bedeni düzenleyerek de başladığına ve yürüyüş, koşu, bisiklete binme gibi tekrarlı hareketlerin psikolojik toparlanmayı hızlandırdığına değinerek, şu önerileri sunuyor:

Günü yeniden yapılandırın.

Uykuyu mümkün olduğunca koruyun.

Tanıdık, güvenilir insanlarla bir arada olun.

Konuşmak istemiyorsanız duygularınızı yazarak, resim yaparak, ağlayarak, müzik dinleyerek ifade edin.

ASTROLOGLARIN TAHMİN PAYLAŞMASI ORTAK KORKUYU OLUMSUZ ETKİLİYOR

Deprem uzmanı olmayan kişilerin, astrologların sosyal medya üzerinden tahmin paylaşmasının kaygıyı artırarak ortak korkuyu olumsuz etkileyebildiğine işaret eden Bilgen, “Belirsiz ve güvenilmez paylaşımlar, temel güven duygusu sarsılan bireylerin kolayca yönlendirilmesine ve toplumsal kaygının derinleşmesine neden olabilir” diyor.

ETİKETLER: , , , ,